HEPATİT- B (B TİPİ
SARILIK)
Hepatit B aynı adlı virüsün karaciğere yerleşip orda çoğalarak
karaciğeri tahrip etmesi ile ortaya çıkan bulaşıcı bir
hastalıktır.
Hepatit B virüsü bir DNA virüsüdür. Bu virüsün üç adet antijenik
yapısı mevcuttur. Virüs dış kısmında yani zarf kısmında eskiden
Avustralya antijeni denilen Hepatit B Surface Antigen mevcuttur.
Virüsün nükleoplasit denilen merkez kısmında ise iki önemli
antigenic yapı vardır. Bunlar Hepatit B Core Antigen ve Hepatit
B Antigenidir.
Hepatit B Türkiyede ve Dünyada önemli bir sağlık sorunudur.
Bugün dünyada yaklaşık iki milyar kişinin Hepatit B’ye
yakalandığını biliyoruz. Bunun yanında 350 milyon kişi bu virüsü
kronik olarak taşımaktadır. Ülkemizde de durum farklı değildir.
Türkiyede bugün yaklaşık her üç kişiden yaklaşık biri Hepatit B
virüsü ile karşılaşmıştır. Yine her 10 kişi,den biri Hepatit B
virüsünü taşımakta ve bulaştırmaktadır. Hastaların % 75-80’inde
hiçbir belirti görülmez.
Hepatit B belli başlı üç yolla bulaşır.
Virüsü taşıyan kişilerle cinsel temasta bulunma.
Virüsü taşıyan kişilerin kan ve vücut sıvıları ile temas etme.
Virüsü taşıyan hamile kadınlardan doğum sırasında bebeklerine
bulaşmasıdır.
Hepatit B virüsü AIDS’ten 50 ila 100 kat daha bulaşıcıdır.
Derideki bir çatlak ya da açık yara ile temas eden bir damla kan
ya da tükürük bile hastalığın bulaşmasına yeterli
olabilmektedir. Kan ve Kan ürünlerinin kullanımı ,kirli
enjektörler, cerrahi müdahale, manikür pedikür setleri,traş
bıçaklarıHepatit B virüsünün bulaşmasına aracılık
edebilmektedirler.Steril olmayan aletlerle yapılan sünnet ve
kulak delme gibi işlemler de Hepatit B’nin bulaşması için önemli
risk oluştururlar.
Bu virüs ile temas eden her 10 bebekten 9’u ve her 10 erişkinden
1 ‘i belli bir süre sonunda (yaklaşık 6 ay) mikrobu vücudundan
atmayı başaramaz. Bu durumda kişi virüsü yaşam boyu vücudunda
taşıyacak ve etrafa yayacaktır. Ayrıca taşıyıcılarda hastalık
durumu farklılıklar gösterir. Bazı kişilerin karaciğerlerinde
önemli değişiklikler meydana gelmezken, bazılarının karaciğer
hücrelerinde ağır hasrın ortay çıktığı tablolar oluşabilir.Bu
gruptaki bireylerde ,yıllar sonra siroz ve karaciğer kanseri
görülebilir.
Hepatit B ‘de risk birçok bulaşıcı hastalıktan çok farklıdır.
,çünkü kronik hepatitlilerin %25’i primer karaciğer kanseri ve
siroz nedeniyle ölmektedir.Çünkü Hepatit B tüm dünyadaki primer
karaciğer kanserlerinin %60-%80’inden sorumludur. Ve primer
karaciğer kanserleri kanser ölümleri içinde ilk üç sırada yer
almaktadır. Hepatit B virüsü sigaradan sonra bilinen en yaygın
kanser nedenidir.
Kronik Hepatit B taşıyıcıları tamamen sağlıklı görünürler
.Taşıyıcılığı saptayabilmek için kanda Hepatit B yüzey antigeni
saptanmasıyla taşıyıcılar ayırt edilebilirler.
Taşıyıcıların % 50’si belirtisiz olarak sadece virüsü taşır.
Karaciğer biyopsisi yapılırsa bu kişilerin bir kısmında Kronik
Persistan Hepatit adı verilen bir tablo görülür. Bu hastalık
nisbeten selim seyretmekle birlikte herhangi bir zamanda kronik
aktif hepatit haline dönüşebilir.
Taşıyıcıların %50 ‘sinde Kronik Aktif Hepatit adı verilen kronik
karaciğer hastalığı gelişir. Bu hastalığın geliştiği kişilerin %
25 ‘inde karaciğer kanseri ortaya çıkar.
Kronik taşıyıcılar cinsel eşlerine Hepatit B bulaştırabilirler.
Kronik taşıyıcı annelerden doğan bebeklere Hepatit B bulaşır.
Kronik taşıyıcılarla aynı evi paylaşanlarda Hepatit B’ye
yakalanma oranı ,normal popülasyona kıyasla 2-4 kat daha
fazladır.
Hastalığa yakalanan kişilerin ancak yarısında sarılık ortaya
çıkar .Hastaların % 65 ‘inde grip benzeri belirtiler görülür.
Geriye kalanlarda hastalık belirtisiz seyreder. Klinik olarak
sarılık gelişse de gelişmese de hastaların %90 ‘ı tamamen iyi
olur. İyileşen kişiler yaşamlarının sonuna kadar hastalığa
bağişiklı kalır.
Kesin tedavisi olmayan bu hastalığa karşı en etkili korunma yolu
aşılanmadır. 1980’li yıllarda çıkan Hepatit b aşıları ,bu virüsü
taşıyan kişilerin kanından elde edilirken,günümüzde kullanılan
aşılar genetik mühendislik yöntemleriyle bakteri hücrelerinden
elde edilmektedir.
Her iki tipteki Hepatit B aşısının da güvenilirliği tamdır.
Aşıya bağlı karaciğer hastalığı meydana gelmesi veya başka bir
hastalık bulaşması söz konusu değildir. Sık görülen yan etki
,aşının yapıldığı bölgede birkaç gün sürebilen ağrı ,kızarıklık
ve şişliktir. Çok nadiren halsizlik bildirilmiştir.
Aşının tam etkili olabilmesi için 0,1.6 aylarda toplam 3 doz
yapılması gerekir.Üç doz uygun aşılamadan sonra aşının koruyucu
etkisi ortaya çıkar.