MURÂD
HAN-III;
Osmanlı sultanlarının on ikincisi ve
İslâm halîfelerinin yetmiş yedincisi. Babası on birinci Osmanlı sultanı İkinci
Selim Han, annesi Nûr Bânû Sultandır. 4 Temmuz 1546’da Manisa’nın Bozdağ
Yaylağı’nda doğdu. 1558 târihine kadar Saruhan (Manisa)’da kaldı. Babasının
Saruhan Sancakbeyliğinden Karaman Beylerbeyliğine tâyiniyle, Şehzâde Murâd’a da
Alaşehir Sancakbeyliği verildi. 1526’da Manisa Sancakbeyliğine tâyin edildi. 22
Aralık 1574 târihinde tahta çıkıncaya kadar bu vazîfede kaldı. Sancağa çıkarılan
en son Osmanlı hükümdârıdır.
Osmanlı Devletinin
zirvede olduğu bir devirde sultan olan Üçüncü Murâd Han, dünyâ siyâsetinde faal
bir rol oynadı. Osmanlı hâkimiyeti en geniş sâhasına ulaştırıldı. Akdeniz’de
denizci bir kavim olan Venedikliler ve kara Avrupa’sında Avusturya ile
antlaşmalar yenilendi. Lehistan (Polonya) ile Osmanlı Devletinin kuzey
siyâsetini belirleyen antlaşma, 30 Temmuz 1577’de imzâlandı. Rus Çarlığının
yayılma siyâsetine karşı, Lehistan ile Kırım Hanlığının münâsebetleri tanzim
edildi. Şiî ideolojisinin temsilcisi İran Safevî Devletinin Osmanlı ülkesindeki
yıkıcı ve bölücü faaliyetlerine karşı 1578’den îtibâren her türlü tedbire
başvuruldu. Ahâlisi sünnî olan Şirvan ve Dağıstanlıları Safevî taarruzlarına
karşı korumak ve hudûdu emniyet altına almak için 5 Nisan 1578’de başlatılan
harekât 21 Mart 1590 târihinde imzâlanan İstanbul Antlaşması ile tamamlandı.
Antlaşmaya göre;
1. Tebriz şehri ile
Âzerbaycan’ın Tebriz mıntıkası, Karabağ, Gence, Kars, Tiflis, Şehrizûr,
Nihâvend, Lûristan tarafları Osmanlılara kalacaktı.
2. Şiîler hazret-i Ebû Bekir, Ömer ve Osman (radıyallahü anhüm) ile
hazret-i Âişe’ye iftirâ ve küfür etmeyeceklerdi. İran’daki Ehl-i sünnet
Müslümanlara kötü muâmele yapılması Şah tarafından yasaklanacaktı. Üçüncü Murâd
Han devrinde on iki yıl süren Şark seferleri sonunda Kafkasya ve Âzerbaycan
Osmanlı Devletine bağlandı.
Hazar Denizine hâkim
olan Osmanlı donanması, Safevîlere karşı Sünnî Özbek Hanlarınca topçu ve
yeniçeri askeri yardımı götürdü.Avrupa kıtasında Osmanlı Devletine tâbi Erdel
(Transilvanya) Beyi İstefan Batori, 1577’de Lehistan (Polonya) Kralı seçtirildi.
Böylece Baltık’taki bu ülke de Osmanlı himâyesine alınarak, yıllık haraca
bağlandı. İşgal ve tecâvüzlerden muhâfaza altına alınıp, Rus yayılmasının önüne
geçildi. Avusturya ile münâsebetler hudut tecâvüzleri sebebiyle, 1592’de
bozuldu. Yıllık otuz bin düka altın haracın gönderilmemesi üzerine, Vezîriâzam
koca Sinan Paşa, Avusturya seferi için vazifelendirildi. 1592’de başlayan
Avusturya harbi, 1606 yılına kadar devâm etti.Fas’taki Sâdi Şerîfleri, Osmanlı
sultanından İspanyollara karşı yardım istediler. Fas Şerîflerine yardım etmek
için Cezâyir Beylerbeyi Ramazan Paşa vazîfelendirildi. Osmanlı kuvvetleriyle Fas
Şerîfleri İspanyollarla Portekizlileri bölgeden attılar. Fas’tan Hıristiyanların
atılması, başta Papalık olmak üzere Güney ve Batı Avrupa devletlerini harekete
geçirdi. Osmanlı taraftarı Fas Şerîfi Abdülmelik aleyhine tertiplenen Akdeniz
Hıristiyanlığının son Haçlı seferine Papalık, Fransa, Portekiz ve İspanya
katıldılar. 4 Ağustos 1578’de Tanca yakınlarındaki Vâdi-yüs-Seyl
(el-Kasr-ul-Kebir, Alkazar)de yapılan muhârebede Haçlılar büyük bir hezîmete
uğradı. Portekiz Kralı öldürülüp, ordusu imhâ edildi. Fas, Osmanlı hâkimiyetini
tanıyarak, Şerîf Ahmed Mansur, emir tâyin edildi. Sultan Üçüncü Murâd Han
devrinde Kuzey Afrika Osmanlı hâkimiyetine girdiği gibi, Orta Afrika ülkesi olan
Bornu da Osmanlı sultanına itâatini arz etti. Bu devirde bütün Kuzey Afrika’nın
ve Bornu’nun tâbiiyete girmesiyle, Osmanlı Devleti en geniş ve tabiî hudutlarına
kavuştu.Sultan Üçüncü Murâd Han devrinde, ordunun seferde olmasından istifâde
eden Dürzîler Lübnan’da, Zeydîler Yemen’de, Hâricîler Trablusgarp’ta, Şah İsmâil
Safevî taraftarı âsiler Kığı’da isyân etmişlerse de, hepsi de itaate
getirilmişlerdir.Sultan Üçüncü Murâd Han devrinde Osmanlı ülkesinde pekçok ilim,
kültür ve sanat eserleri inşâ edilmiştir. Bu hususta ilk icrâat, Kâbe-i şerîf
duvarlarının mermerden yaptırılıp, Harem-i şerîfin su yollarının temizletilmesi
oldu. Medîne’de bir medrese, mektep, zâviye ve büyük bir imâret yaptırıldı.
Üçüncü Murâd Han bununla da kalmayarak, Harem-i şerîfi tâmir ettirip,
kubbelerini kargir yaptırdı. Manisa’da daha şehzâdelik devrinde câmi, medrese,
imâret, tabhâneden meydana gelen Murâdiye Külliyesini, İstanbul’da Toptaşı,
Tımarhânesini yaptırdı. İyi bir tahsil gördüğünden ilme meraklı olan, İkinci
Murâd; âlimleri çok severdi. Nakşibendî meşâyihinden Hâce AhmedSadık Kâbilî’den
feyz alarak kemâle geldi. Tasavvufa âit Fütûhât-ı Sıyâm adlı kitabı yazdı.
"Murâdî" mahlasıyla tasavvufa âit kıymetli şiirleri vardır. Dîvânında Türkçe
gazellerinin yanında Arapça ve Farsça gazelleri de vardır. Türkçe dîvânını
Şemseddîn Sivâsî açıklamıştır. Ayrıca Gelibolulu Âli, hoş görünmek maksadıyla,
bâzı gazellerini şerh etmiştir. Ocak 1595’te İstanbul’da vefât eden Sultan
Üçüncü Murâd Han, babası İkinci Selim Hanın Ayasofya Câmii yanındaki türbesine
defnedildi.